Ana içeriğe atla


Cihat Aşkın’ın 35. Sanat Yılı


Cihat Aşkın, 26 Kasım 2014 Çarşamba günü, sahnedeki 35. yılını özel bir etkinlikle kutlayacak. 35 yıl önce keman çalmaya başlayan ve 3 aylık bir kemancı iken ilk defaNotre Dame de Sion Lisesi’nde sahneye çıkarak Bach’ın Allegro’sunu seslendiren Aşkın, 35 yıl sonra yine aynı sahnede olacak. Programa 35 yıl önce çaldığı Bach ile başlayacak olan sanatçı, bu resitalde keman edebiyatından en sevdiği eserleri seslendirecek. Piyanist Can Okan’ın eşlik edeceği Aşkın’ın bu özel konseri ile ilgili bilgiler önümüzdeki günlerde paylaşılacak.


Halife Abdülmecid Efendi’nin Bestesini Cihat Aşkın Seslendiriyor!
Cihat Aşkın, 8 Kasım 2014 Cumartesi günü Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’nda, ‘Boğaziçi Kıyılarında’ teması ile sunulacak olan, aralarında son Halife Abdülmecid Efendi’nin eserinin de seslendirileceği konserde yer alacak. Emre Aracı tarafından sunulacak olan bu orijinal projede Aşkın’a, piyanist Can Okan eşlik edecek.
* * *
Cihat Aşkın Kasım Ayını İstanbul Konserlerine Ayırdı

Minyatürler İlk Kez CKM Sahnesinde!

Yılların klasiği haline gelen Cihat Aşkın ve Mehru Ensari’nin Minyatürler’i, 12 Kasım Çarşamba günü ilk defa İstanbul seyircisinin karşısına çıkıyor.
Caddebostan Kültür Merkezi’nde yapılacak olan resitalden sonra sanatçılar ayrıca dinleyenleri için albümlerini de imzalayacaklar.

Cihat Aşkın ve Küçük Arkadaşları - CAKA

Cihat Aşkın ve Küçük Arkadaşları projesi kapsamında Cihat Aşkın, yurdun dört bir yanında onu bekleyen küçük arkadaşlarıyla birlikte olacak. Sanatçı 1 Kasım Cumartesi günü Afyon, 2 Kasım Pazar günü İzmir, 9 Kasım Pazar günü Beşiktaş15 Kasım Cumartesi günü Bursa16 Kasım Pazar günü Küçükçekmece, 29 Kasım Cumartesi günü Kayseri ve 30 Kasım Pazar günü Ankara CAKA şubelerini ziyaret ederek, küçük arkadaşlarıyla masterclass yapacak.

* * *

Cihat Aşkın Her Pazar TRT Radyo 3’te!
Cihat Aşkın, TRT Radyo 3’te her Pazar saat 14.00’te yayınlanan Minyatürler programında Kasım ayında da değişik konuları ele alıyor. 2 Kasım’da Saygun Yunus Emre Oratoryosu’nu Leopold Stokovski yönetimindeki tarihi icradan sunacak olan Aşkın, 9 Kasım’da 19. Yüzyıl piyanistlerinin Piyanola kayıtlarını, 16 Kasım’da Balarısı Ahmet’in Ağız Armonikası kayıtlarını sunacak. 23 Kasım’da Emre Aracı’nın Osmanlı Sarayından Avrupa Müziği projesini anlatacak olan Aşkın, 30 Kasım’da ise ülkemizin en eski orkestrası olan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın tarihçesini ele alacak.







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

 YAZMA SANATI EDEBİYATIN ÖTESİNDE BİR EYLEMDİR. Yazma sanatı ki biz ona genelde edebiyat diyoruz, daima müziğin gölgesinde varlık göstermiştir. Bu tezimize edebiyat alanında çalışanlar karşı çıkacaklardır. O zaman operayı, müzikalleri ve sadece Proust’u hatırlatmak yeterli olacaktır. Aynı zamanda müziğin edebiyat gibi kurmaca bir sanat alanı olduğunu savunanların karşısındayım. Edebiyat müziğe göre daha sınırlı metaforlar içinde hareket etmesine rağmen, müziğin sınırsız malzeme kaynağı besteciye özgürlük alanı sağlar. Müzik doğanın insana özgür hissettirebileceği belki de tek alandır. André Gide çalışması olan Chopin Üzerine Notlar adlı çalışma müzisyenlerin mutlaka okuması gereken kitaplar arasındadır. Kelimeler zihnimizi sınırlarken, ses ve sessizlik yapıt çerçevesinin sınırlarını kaldırır. Bu nedenle edebiyat literatürü müziğin engin denizlerine yelken açan yazarlarla doludur. Antik Yunandan zamanımıza uzanan edebiyat müzik birlikteliğinin zamanla ayrıştığı ve kendi çerçevelerin...
        Müzik ve Edebiyat İlişkisi Müziğin edebiyat ile ilişkisini irdelemeden önce, aslında sanatın kendi içinde ciddi olarak yapısal bir bağlantı ağı olduğunu söylemeliyiz. Her sanat alanı kendini bir başka sanat alanı ile besler. Sanatın kendi içindeki ilişkisini hiyerarşik olarak da ayırmak mümkündür. Gerçi bu ilişkinin hiyerarşisi nereden baktığınıza göre değişir. Arthur Schopenhauer müziği sanat hiyerarşisinde en üste koyar. Ona göre müzik ontolojik olarak katarsis görevi üstlenmiştir. Schopenhauer’e göre müzik önem ve değer açısından diğer sanat dallarını aşar. Çünkü müziğin yapısal özelliği, metafizik bir karakter taşır. Bir filozof olarak Schopenhauer müziğe diğer sanat dallarından daha fazla önem verir. Kendisi de her fırsatta flüt çalarak ruhunu dinlendirme egzersizleri yapar. Sanat dalları ilişkilerinde, resim-müzik, sinema-resim, edebiyat-tarih ve benzeri bağlantılar yapmak pekâlâ mümkündür. Müziğin her alanla çok rahat olarak bağlantılı olduğunu söyleye...
SANATTA YENİ BOYUTLARA DOĞRU Vural Yıldırım-Müzik Bilimci Batı merkezli düşüncenin değişik kodlama biçimleri vardır. Örneğin; mistik kavramını doğu için kullanır. Kendisinin daha rasyonel olduğunu belirtmenin en kolay yolu budur. Doğu her  yönüyle mistisizmi içinde barındırır. Batının rasyonalitesini almamış ve/veya reddetmiştir. İlahi dinlerin yanında zaman zaman doğu inaç sistemleri kamusal alanda gündeme gelir. Amerikalı film yıldızlarının Dalai Lama’nın etrafında toplanmalarını buna örnek olarak verebiliriz. Doğu belki de anlaşılması imkansız rasyonel yaşama aykırı, coğrafi-kültürel alan. Bu nedenle batının doğu tanımlaması içinde, biraz da etnosantrizm vardır. “Her yönüyle gelişmemiş bir medeniyet dünyası”. Bizler doğu mu? Yoksa batı mıyız? Bu sorun hala güncelliğini koruyarak tartışılmaya devam ediyor. Bize göre doğu neresi? Batı neresi? Bizim duruşumuz nerede başlıyor? Nerede bitiyor? Bu sorulara yanıt aramanın ötesinde ne olmak istediğimiz önemli. Bizler doğ...