Ana içeriğe atla



MÜZİK FELSEFESİNE GİRİŞ

VURAL YILDIRIM/ TARKAN KOÇ

BAĞLAM YAYINLARI
6.BASKI 2019



Kitap İçeriği : 112 sayfa
Ön kapak:
Eflatun fon üzerine, Bağlam yayınları’nın araştırma dizisi olan müzik bilimleri seriisinin büyük harflerle yazılmış kapak arkasına gömülmüş yazısı üstüne Müzik Felsefesine Giriş adı ile birlikte yazarların adları eklenmiştir.
Arka Kapak:
“20. yüzyılın başlarından itibaren teknolojinin baş döndürücü bir hızla gelişmesi, düşünen insanı alternatif bir yaşam arayışına götürmüş ve bı arayış felsefede ereğine ulaşmıştır.” İsmail Tunalı’^nın arka kapak yazısında T. W. Adorno’nun “Yeni Müziğin Felsefesi” kitabıyla yaygınlaşan felsefe akımlarından bahisle iki yazarın aforizmatik çalışmasına ve ülkemizde müzik felsefesiyle ilgili ihtiyaca değinilmektedir.
Hedef Kitle:
Temel olarak Müzik ve Felsefe ile ilgilenen bir kesime hitap etmesinin yanısıra yalın ve sade anlatımıyla herkesin okuyabileceği ve anlayabileceği bir lisanla hedef kitlesini genişleten bir zeminde oluşturulmuş bir kitapla tanışıyoruz. Kaynakların fazlalığı ve alıntılarla zenginleştirilmiş yazım diline ek olarak, kendi içinde tartışmaya açılan konular ve başlıklar anlamında konu içerik zenginliği daha da artıyor.
Yazarlar:
Vural Yıldırım, Adapazarı doğumlu yazarın, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı Etnomüzikoloji bölümü lisans ve yüksek lisans eğitimlerinin yanısıra çeşitli yayınlarda müzik felsefesi ve estetiği, halk müziği, popüler müzik alanlarında müzik makaleleri ve yazıları bulunmaktadır.
Tarkan Koç, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı Opera –Şan Bölümünden mezun olarak, lisansüstü çalışmasına Maltepe Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde ve Yeditepe Üniversitesi’nde Felsefe Doktorası çalışmalarına devam etmektedir. Devlet Tiyatroları’nda aldığı görevlerin yanısıra çeşitli dergilerde müzik makaleleri yayınlanmıştır. Alanı: Müzik Felsefesi’dir.
Sunuş:
Hocaların hocası rahmetli Müzikolog Edip Günay tarafından kaleme alınan sunuş ve takdim bölümünde müziğin anlamı ve müzik –felsefe-estetik ilişkisi üzerinde durulmuş, bu kavramlar üzerine yazarların eser içinde sorduğu muhtelif sorulara yanıt aranmıştır. Yazıya Anadolu’nun bir felsefe ülkesi olduğu görüşüyle son verilmiştir.

“Zaman her şeyi öğretir sonunda”
Aiskhhylos, Zincire vurulmuş Prometheus

Kitap Önsözü:
Müzikbilimci olmanın ilk koşulu entelektüel bilincin Edward Said makalesine atıfla Direniş Bilinci”nin geliştirilmesi temelindeki yaratma casaretinin pırıltılarında ve kahin Prometheus’un tanrılardan çaldığı ve kurulu düzene karşı geldiği ateşle ışığında aydınlanan Titanoğlu’nun kayada son bulan epik yolculuğunu ve Prometheus’un rehberliğini anlatmaktadır. Müziğin tehlikeli serüveninde amaç filozoflara meydan okumak değil, düşünme edinimi kazanmayla birlikte, müziğin kültüren boyutuna yönelik bir söylem oluşturmaktır. Teşekkür bölümüyle önsöz bölümü sonlandırılmıştır.
Kitap Bölümleri:
Kitap yedi bölüm ve etapta kurgulanmıştır. Müzik, Felsefe, Estetik, Kavramlar, Ses, Sessizlik, Müzik Kavramı, Müzik ve İktidar, Müzikal Görüntü ana başlıklarının yanısıra ekler bölümünde Popüler Müzik, Müziğin Metafiziği denemesi, Müzik –Otokrasi –Bilinç üçgeninde okuyucuğu müzikal kimlik ve müzik felsefesi kavramlarıyla ilintili disiplinler arası bir yolculuğa çıkartıyor.

Kitap Birinci Bölüm Özeti:
Müzik ,Felsefe ve Estetik bölümünde sanat sosyolojisi dınırlarından müzik bilimleri ( Müzikoloji)  ve müziğin kültür işindeki işlevsel boyutlarına temas eden kısımda Ulusal Müzik kavramını da tartışmaya sunuyor. Müziğin içeriği biçemi kültürel anlatım lisanı ve iletkenliği üzerine serüveni irdeleniyor. Felsefeden estetiğe, estetikten müziğe uzamsal ve uzanan yolda müzisyenin yarattığı eser üzerinden duygularını sesler kanalında nasıl ruhlararası akışkan hale getirdiği anlamın nereden geldiğiyle ilgili temel kavramlar üzerinde durulmaktadır.

“Bütün sesler dimağdan (zihin) çıkar. Müzik de onların farkları ve uygunlukları arasında bir geçittir. (…) Müziği yalnız büyük insanlar bilirler. Müzik birlik vücuda getirir, merasimler ise ayrılığı doğurur.Birlikten karşılıklı bir dostluk, ayrılıklarda da karşılıklı bir saygı meydana gelir.Müziğin hakim odluğu yerde yakınlık vardır.” Konfüçyüs ,(M.Ö.551-478)
  
Müzik Felsefesi filozofları Konfüçyüs,(M.Ö.551-478) Pythagoras,(M.Ö 580-500) Sokrates, (M.Ö 470-399) Platon, (M.Ö 428-348) Aristoteles,( M.Ö 384-322) Farabi’den(M.Ö 874-950) I.Kant’a oradan Goethe’ye Hegel’e Shopenhauer’a (1788-1860)  binlerce yıl içinde kulaktan kulağa, kalpten kalbe, ruhtan ruha, zihinden zihine akan müziğin anlamı üzerine felsefi boyutlarıyla düşünsel serüvende okuyucu kendini bir müzik labirentinin içinde buluyor.
Yazan: Gökçe Güneygül
Kitap Edinimi-Satınalma :  0212 243 17 27 Bağlam Yayınları


Yorumlar

  1. Okunması gereken ülkemizin en önemli kaynaklarından.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

 YAZMA SANATI EDEBİYATIN ÖTESİNDE BİR EYLEMDİR. Yazma sanatı ki biz ona genelde edebiyat diyoruz, daima müziğin gölgesinde varlık göstermiştir. Bu tezimize edebiyat alanında çalışanlar karşı çıkacaklardır. O zaman operayı, müzikalleri ve sadece Proust’u hatırlatmak yeterli olacaktır. Aynı zamanda müziğin edebiyat gibi kurmaca bir sanat alanı olduğunu savunanların karşısındayım. Edebiyat müziğe göre daha sınırlı metaforlar içinde hareket etmesine rağmen, müziğin sınırsız malzeme kaynağı besteciye özgürlük alanı sağlar. Müzik doğanın insana özgür hissettirebileceği belki de tek alandır. André Gide çalışması olan Chopin Üzerine Notlar adlı çalışma müzisyenlerin mutlaka okuması gereken kitaplar arasındadır. Kelimeler zihnimizi sınırlarken, ses ve sessizlik yapıt çerçevesinin sınırlarını kaldırır. Bu nedenle edebiyat literatürü müziğin engin denizlerine yelken açan yazarlarla doludur. Antik Yunandan zamanımıza uzanan edebiyat müzik birlikteliğinin zamanla ayrıştığı ve kendi çerçevelerin...
        Müzik ve Edebiyat İlişkisi Müziğin edebiyat ile ilişkisini irdelemeden önce, aslında sanatın kendi içinde ciddi olarak yapısal bir bağlantı ağı olduğunu söylemeliyiz. Her sanat alanı kendini bir başka sanat alanı ile besler. Sanatın kendi içindeki ilişkisini hiyerarşik olarak da ayırmak mümkündür. Gerçi bu ilişkinin hiyerarşisi nereden baktığınıza göre değişir. Arthur Schopenhauer müziği sanat hiyerarşisinde en üste koyar. Ona göre müzik ontolojik olarak katarsis görevi üstlenmiştir. Schopenhauer’e göre müzik önem ve değer açısından diğer sanat dallarını aşar. Çünkü müziğin yapısal özelliği, metafizik bir karakter taşır. Bir filozof olarak Schopenhauer müziğe diğer sanat dallarından daha fazla önem verir. Kendisi de her fırsatta flüt çalarak ruhunu dinlendirme egzersizleri yapar. Sanat dalları ilişkilerinde, resim-müzik, sinema-resim, edebiyat-tarih ve benzeri bağlantılar yapmak pekâlâ mümkündür. Müziğin her alanla çok rahat olarak bağlantılı olduğunu söyleye...
SANATTA YENİ BOYUTLARA DOĞRU Vural Yıldırım-Müzik Bilimci Batı merkezli düşüncenin değişik kodlama biçimleri vardır. Örneğin; mistik kavramını doğu için kullanır. Kendisinin daha rasyonel olduğunu belirtmenin en kolay yolu budur. Doğu her  yönüyle mistisizmi içinde barındırır. Batının rasyonalitesini almamış ve/veya reddetmiştir. İlahi dinlerin yanında zaman zaman doğu inaç sistemleri kamusal alanda gündeme gelir. Amerikalı film yıldızlarının Dalai Lama’nın etrafında toplanmalarını buna örnek olarak verebiliriz. Doğu belki de anlaşılması imkansız rasyonel yaşama aykırı, coğrafi-kültürel alan. Bu nedenle batının doğu tanımlaması içinde, biraz da etnosantrizm vardır. “Her yönüyle gelişmemiş bir medeniyet dünyası”. Bizler doğu mu? Yoksa batı mıyız? Bu sorun hala güncelliğini koruyarak tartışılmaya devam ediyor. Bize göre doğu neresi? Batı neresi? Bizim duruşumuz nerede başlıyor? Nerede bitiyor? Bu sorulara yanıt aramanın ötesinde ne olmak istediğimiz önemli. Bizler doğ...