Ana içeriğe atla



KUTUP YILDIZIMIZ İLHAN BARAN
Yayına Hazırlayan: Seyit Yöre
Müzik Bilimleri Dizisi 
Editör: Vural YILDIRIM


28 KASIM 2017 tarihinde Bağlam Yayınlarından çıkan kitap tanıtım ve mini konser etkinliği gerçekleşti. Etkinlik sunumu Doç.Dr. Seyit Yöre tarafından yapıldı. Piyanist Yeşim Gökalp, ilhan Baran eserlerinden harika bir seçki ile bizleri büyüledi.
Kitap tanıtım yazısı:Bu kitap, İlhan Baran’ın besteci, öğretmen, proje öncüsü, filozof yönlerini ve yaşam biçimini tanıklarının hafızalarından ortaya koyan özgün bir çalışma olmuştur. Yazıların içeriklerinde İlhan Baran’a dair çok sayıdaki ortak vurgulamalar, onun yıllar içindeki değişen veya değişmeyen özelliklerini de gösterir. Onu yakından tanımayıp hakkında üretilen efsaneleri işitenler, güncel olarak bu kitapta, tanıklarının zihninden ve gözünden Baran’ı bir parça tanıyacaklardır. Başta da bahsettiğim gibi, bu kitap her ne kadar İlhan Baran’a dair olsa da -onun makaleleri ve görüşlerinin katkısı da dahil- doğrudan ve dolaylı olarak Türkiye’nin 1950-2000 arası müzik tarihine, özellikle de Ankara Devlet Konservatuvarı çerçevesinde, değinmiştir. Bu kitabı okuyacak ilgililer, bir bestecinin öğretmenlik ve önderlik hali ile onun çerçevesinde Türkiye’de müziksel işlerin yürüyüşünü tüm metinlerdeki parça ve bütünden görebileceklerdir.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

 YAZMA SANATI EDEBİYATIN ÖTESİNDE BİR EYLEMDİR. Yazma sanatı ki biz ona genelde edebiyat diyoruz, daima müziğin gölgesinde varlık göstermiştir. Bu tezimize edebiyat alanında çalışanlar karşı çıkacaklardır. O zaman operayı, müzikalleri ve sadece Proust’u hatırlatmak yeterli olacaktır. Aynı zamanda müziğin edebiyat gibi kurmaca bir sanat alanı olduğunu savunanların karşısındayım. Edebiyat müziğe göre daha sınırlı metaforlar içinde hareket etmesine rağmen, müziğin sınırsız malzeme kaynağı besteciye özgürlük alanı sağlar. Müzik doğanın insana özgür hissettirebileceği belki de tek alandır. André Gide çalışması olan Chopin Üzerine Notlar adlı çalışma müzisyenlerin mutlaka okuması gereken kitaplar arasındadır. Kelimeler zihnimizi sınırlarken, ses ve sessizlik yapıt çerçevesinin sınırlarını kaldırır. Bu nedenle edebiyat literatürü müziğin engin denizlerine yelken açan yazarlarla doludur. Antik Yunandan zamanımıza uzanan edebiyat müzik birlikteliğinin zamanla ayrıştığı ve kendi çerçevelerin...
        Müzik ve Edebiyat İlişkisi Müziğin edebiyat ile ilişkisini irdelemeden önce, aslında sanatın kendi içinde ciddi olarak yapısal bir bağlantı ağı olduğunu söylemeliyiz. Her sanat alanı kendini bir başka sanat alanı ile besler. Sanatın kendi içindeki ilişkisini hiyerarşik olarak da ayırmak mümkündür. Gerçi bu ilişkinin hiyerarşisi nereden baktığınıza göre değişir. Arthur Schopenhauer müziği sanat hiyerarşisinde en üste koyar. Ona göre müzik ontolojik olarak katarsis görevi üstlenmiştir. Schopenhauer’e göre müzik önem ve değer açısından diğer sanat dallarını aşar. Çünkü müziğin yapısal özelliği, metafizik bir karakter taşır. Bir filozof olarak Schopenhauer müziğe diğer sanat dallarından daha fazla önem verir. Kendisi de her fırsatta flüt çalarak ruhunu dinlendirme egzersizleri yapar. Sanat dalları ilişkilerinde, resim-müzik, sinema-resim, edebiyat-tarih ve benzeri bağlantılar yapmak pekâlâ mümkündür. Müziğin her alanla çok rahat olarak bağlantılı olduğunu söyleye...
SANATTA YENİ BOYUTLARA DOĞRU Vural Yıldırım-Müzik Bilimci Batı merkezli düşüncenin değişik kodlama biçimleri vardır. Örneğin; mistik kavramını doğu için kullanır. Kendisinin daha rasyonel olduğunu belirtmenin en kolay yolu budur. Doğu her  yönüyle mistisizmi içinde barındırır. Batının rasyonalitesini almamış ve/veya reddetmiştir. İlahi dinlerin yanında zaman zaman doğu inaç sistemleri kamusal alanda gündeme gelir. Amerikalı film yıldızlarının Dalai Lama’nın etrafında toplanmalarını buna örnek olarak verebiliriz. Doğu belki de anlaşılması imkansız rasyonel yaşama aykırı, coğrafi-kültürel alan. Bu nedenle batının doğu tanımlaması içinde, biraz da etnosantrizm vardır. “Her yönüyle gelişmemiş bir medeniyet dünyası”. Bizler doğu mu? Yoksa batı mıyız? Bu sorun hala güncelliğini koruyarak tartışılmaya devam ediyor. Bize göre doğu neresi? Batı neresi? Bizim duruşumuz nerede başlıyor? Nerede bitiyor? Bu sorulara yanıt aramanın ötesinde ne olmak istediğimiz önemli. Bizler doğ...