28 Nisan 2014 Pazartesi

Arzu Türkkan

Genç bir yetenek.







Tuval üstüne yağlıboya.100X120



Tuval üstüne yağlıboya.100X70

  Barok flüt ve extended flüt teknikleri üzerine ustalık kursu:Gümüşlük

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ve İTÜ ve MIAM da flüt ve Barok flüt hocası olan Nihan Atalay , Gümüşlük Müzik Akademisi nde 10-18 Ağustos tarihleri arasında Barok flüt ve extended flüt teknikleri üzerine ustalık kursu verecektir.

İstanbul’da doğan sanatçı,flüt eğitimine Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Prof. Mükerrem Berk ile başlaı. 1998 yılında konservatuardan mezun olduktan sonra Fransız Hükümeti’nden almış olduğu sanat bursuyla Lyon Devlet Konservatuarı’na kabul edildi ve aynı konservatuardan pekiyi derece ile mezun oldu. İsviçre Hükümetinin verdiği artistik bursa layık görülerek 2002 yılında Lozan Konservatuarı Yüksek devresine kabul edildi. Ünlü Fransiz flütist José-Daniel Castellon‘un sınıfinda konsertistlik ve pedagoji bölümlerinde eğitim gördü ve üstün basariyla mezun oldu. Barok müziğe olan ilgisi Nihan Atalay’ı Cenevre ve Basel Konservatuvarları Yüksek Devrelerinde, Barok Müzik Bolümlerinde Lisans sonrası çalışmalarina yönlendirdi. Ünlü Barok flüt sanatcilari Marc Hantai,Barthold Kuijken ve Serge Saitta ile çalişmalarını sürdürdü. Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı, isviçre Nicati De Luze Çağdaş Müzik Vakfı, Sandoz Vakfı ve Cenevre Universitesi Derneği tarafindan sanat burslari ile ödüllendirildi. Ayrıca Cenevre Konservatuarı'nca kendisine yaptığı çalişmalardan dolayı bir adet flüt hediye edildi, Sanatçı, Barok müziğin yanı sıra Çağdaş muzik tekniklerine olan ilgisi sayesinde 2005 yılında , yüzyılımızın en ünlü şefi ve bestecilerinden olan Pierre Boulez’in daveti uzerine Lucern Akademi Orkestrası’nda çalışma firsatı buldu ve 20. yüzyıl çağdaş eserleri üzerinde çalıştı. Sanatçının beraber çalıştığı flütcüler arasında dünyaca ünlü Emmanuel Pahud, Michel Moragues, Sophie Cherrier, Patrick Gallois, Phillippe Bernold gibi isimler bulunmaktadır. Cenevre Oda Muzigi Orkestrası’nda solo flütist olarak orkestra çalışmalarina devam eden alan Nihan Atalay,Cenevre Devlet Konservatuarı’nda görev almıştır. Sanatçı halen Mimar Sinan Guzel Sanatlar Universitesi Devlet Konservatuarı ve İTÜ MİAM’da flüt ve barok muzik dersleri vermekte ve kariyerine yurtdışı ve yurtiçinde solo konserleriyle devam etmektedir. Nihan Atalay son olarak 2012 yilinda ABD Uluslararasi Flüt derneği'nin Las Vegas’ta düzenlemiş olduğu Barok flüt yarismasinda birincilik kazanmış ayrıca juri özel ödülüne layık bulunmuştur.




14 Nisan 2014 Pazartesi


MÜZİK BİLİMLERİ HAKKINDA BİRKAÇ YAYIN


Popüler Müziği Anlamak
Yazan: Ayhan Erol
Bağlam Yayınları: 0212 243 17 27



Popüler müziği kültürel kimlik bağlamında anlamaya çalışmak, popüler müziğin kültürel kimliğe, kültürel kimliğin de popüler müziğe ne verdiğini ve birbirlerini "nasıl" güçlendirdiğini sormak demektir. Kültürel kimlik, 'ölçeği ve niteliği ne olursa olsun toplulukları birbirinden ayıran öğelerin bileşimi'dir. Bu aynı zamanda "kültürel farklılık" temeline göre biraraya gelmiş grupların, ayırdedilme, karşı olma ya da kendisi olma arzusu ile geliştirdiği bir aidiyet bilincidir.
Bu çalışma popüler müzikte anlamı, kollektivitenin sınırları içinde üretilen bir ürün olarak ele alır. Bu yaklaşımla kültürel kimliği oluşturan, pekiştiren, dönüştüren birikimi "anlamaya" yardımcı olacak kavramsal çözümlemeler yapar ve bunların etkin kullanıldığı bir kuramsal çerçeve önerir. Kitabın son bölümünde bu çerçeve Türkiye'deki popüler müzik bağlamında ele alınır. Böylece resmi politik söylemde törpülenen, yasaklanan; seçkinci ya da gelenekçi söylemde sövülen ve kolayca ideal tartışmasına çekilen arabesk, farklı kültürel kimliklere sahip insanların 'birlik' olmadan 'beraberlik'lerine, dolayısıyla da benzer popüler deneyimlerine karşılık verecek esneklikte sahip çıkan bir popüler müzik olarak kabul edilir.





Müzik Üzerine Düşünmek
Ayhan Erol
Bağlam Yayınları: 0212 243 17 27

Müzikoloji, etnomüzikoloji, kültürel çalışmalar ve popüler müzik incelemelerinin ilgi alanına giren daha çok da bu disipliner eğilimleri çaprazlama kesen sorunlar, burada yer alan yazıların ana odağını oluşturuyor. Başka bir deyişle bu kitapta yer alan çalışmaların tümü, söz konusu alanların "bağlamsal bütünleşmesinin" hatırı sayılır etkisiyle evrilen interdisipliner bir çalışma tarzının sonuçlarını yansıtıyor. Amaç; kimi zaman kabaca ve aşırı basitleştirilerek dile getirilen bir genelleme ile "kültür-sanat" konusu olarak görülen kimi zaman da "bir bütün olarak dünya" perspektiflerinin araştırma alanına sıkışan müzik incelemesine gereken ilgiyi vermek. Böylece müziği profesyonel bir tercih olarak belirlemiş eğitimci, müzisyen, besteci, şarkıcı vb. ile bu alanlarda öğrenim gören öğrencilerin doğrudan yararlanacağı bir kaynak sunmak. Ancak hemen söylemek gerekir ki kitapta yer alan yazılar farklı müzik türlerine ilgi gösteren müzikseverlerin bu ilgilerini bir yandan besleyen diğer yandan da "öteki" müziklere karşı yargılarını yeniden gözden geçirmeye sevkedecek türden. Dolayısıyla buradaki temel amaçlardan biri de; okuyucuların kendi müzik kavrayışlarını gözden geçirmelerini sağlamak ve kitap içinde yer alan benim yaklaşımlarım da dahil olmak üzere, başkalarının müzik kavrayışlarını kabul ya da reddetmek yerine, kendi söylemlerini hareket noktası yaparak 'refleksif' bir tutum geliştirmelerine 'aracı' olmaktır.





Müzik Öğretimi Teknolojisi ve Materyal Geliştirme
Bağlam Yayınları: 0212 243 17 27


'Kitap; Eğitim Fakülteleri İlköğretim Sınıf Öğretmenliği Bölümü, Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Öğrencileri ile bu alanlarda eğitimciler için düşünülmüştür.
Ayrıca; çalgı dersi veren, müzik kuramları anlatan, korolar yöneten müzisyenler için de yararlı olabilecek niteliktedir.
Eğitim; insanın dış çevre yardımı ile asıl belirleyicileri olan iç dinamikleriyle kendince oluşturduğu, gözlenebilen ve gözlenemeyen (içsel) davranış örgüleridir. Bu davranış örgülerinin içerikleri ise, insanı insan yapan değerlerdir. Öğretim teknolojisi ve öğretim materyalleri bireye iyi insan-iyi vatandaş değerlerinin öğretilmesi, içselleştirilmesi ve olabildiğince gözlenebilir davranışlara dönüştürülmesinde yardımcı olabiliyorsa değer kazanabilir. Öğretim süreçlerinin ve bilgi destekli deneyimlerinin, materyaller aracılığı ile yaratıcılığa ve üretime dönük olarak sürdürülmesi insanı biçimlendirir. Müzik sanatı, öğretim teknolojileri, işe koşulan materyaller... hepsi insanı oluşturabilmek için araç konumundadırlar.Sonuçta bizler, 'insan' yetiştirmiş olmayı umabilmeliyiz.'
Edip Günap







Müzik Sosyolojisi
Edip Günay
Bağlam Yayınları: 0212 243 17 27
"Müzik Sosyolojisi; doğayı göz ardı etmeksizin insan kültürü içinde bireylerin, sosyal grupların ve kuruluşların etkileşimlerinden oluşan gerçekleri müzikle ilişkili olarak araştıran denemelerden edinilmiş kuramsal bilgiler ile bu deneyimlerden yararlanılarak sistematikleştirilmiş bilgilerden oluşan bir çalışma alanıdır. Diğer bilim ve sanat alanlarında olduğu gibi, sosyoloji ve müzik sosyolojisi de kültürün diğer kurumları ile etkileşimdedir. Bu nedenle kitapta ilişkilerin incelendiği bir bölüm bulunmaktadır. Genel yaklaşım ise, "Kültürel Müzik Sosyolojisi" anlayışına uygun olarak nitelendirilebilir. Bu yapı ve içerik nedeniyle kitap aynı zamanda bir ‘Müzik Kültürü’ kaynakçısı olarak düşünülebilir."

Edip Günay




Kültürel Müzikoloji
Yazan: Ayten Kaplan
Bağlam Yayınları: 0212 243 17 27

Müzik nedir? Farklı müziklerin ortak noktası nedir? Müziğin herkesin anladığı ortak bir dil olduğunda direten insanlar yanılıyorlar mı?
Bir insan olarak besteci, toplum içinde yaşar. Geleneği, kültürel değerleri; tüm kişisel ve toplumsal yaşantısını yaptığı müzikle aktarır. Birey/besteci ile toplum arasında doğal bir etkileşim vardır. Bu etkileşim süreci yayından ticarete, siyasetten eğitime, zorla kültürlemeden kültürleşmeye, bozulma ve yabancılaşmadan kültürel şoka, etnik yapıdan ulusal yapıya dek uzanmaktadır. Gücünü toplumdan alan besteci, doğadaki sesleri kendi estetik anlayışına göre düzenleyerek, benimsediği değerleri dile getirir. Yapıtını örer ve icra yolu ile toplumun kültürel beklenti ve değerlendirmesine sunar. Müzik yapma ve dinlemede sağduyu, duygusal, bilişimsel ve davranışsal düzeyde sağlanabilmişse ve doğal etkileşim alanlarına göre yapılan değerlendirmeler olumlu ise müzik eseri ile toplum arasında bir iç denge sağlanmış demektir. Bu denge durumundaki müzikal görünüm, toplumun kültürel yapısını çözümlemede, yardımcı bir unsurdur. Ancak elde edilen bulgularla Müzik adına genellemeler yapılamaz. Sonuçlar yalnızca 'o' toplum için geçerlidir.

 Alevi Bektaşi Kültüründe Kırklar Semahı : Müzikal Analiz Çalışması 
Bağlam Yayınları: 0212 243 17 27

"Bu kitap, günümüz etnomüzikolojisinin, müziği yalnızca derleyip, notalamayı değil, dilini araştırarak kültürleri anlamayı, kültürel değerleri nasıl yansıttığını bulmayı ve müziği kendi kültürel bağlamına yerleştirmeyi hedeflediği göz önüne alınarak hazırlanmıştır. Alevi-Bektaşi inancının müziğe yansıması ve her bölgeden örneklenen Kırklar Semahı'nın müzikal yapı özelliklerinin incelenmesini içeren kitapta, arşiv malzemelerini sunmaktan ziyade, Alevi-Bektaşilerin dinsel inançları doğrultusunda gerçekleştirdiği söz-müzik-dans üçlüsünden oluşan Kırklar Semahı'nın inançsal ve yerel müzik karakteristiğinin tespit edilmesi amaçlanmış, çeşitli öğeleri incelenmiş icrasındaki kendine özgü yerel karakteristiği sorgulanmıştır."
Neşe Ayışıt Onatça


Mısır’ın Sesi (Ümmü Gülsüm, Arap Şarkısı ve Yirminci Yüzyılda Mısır Toplumu)
Virginia Danielson
Bağlam Yayınları: 0212 243 17 27


"Virginia Danielson, yirminci yüzyıl Mısır´ının tarihini Ümmü Gülsüm´ün biyografisi ve müziğinin analizi ile sanatsal himaye, repertuar geliştirme ve kitle iletişim işleri ile ustaca birleştirerek yeni bir tür yaratmış: müziksel bir biyografi; aynı zamanda da belirli bir dönemin ve bölgenin ifadesel kültürünün sosyal tarihi. Ümmü Gülsüm´ün benzersiz müziğini, otantikliğin yerel değerlerine olan mahcup yönelişini, sosyal ve ticari faaliyetlerdeki baskın ve eş güdümlü yönetimini ve sanatçının o günün gerilimli politik ortamında tam olarak nerede durduğunu inceleyen Danielson, yetenekli ve azimli bir şarkıcının kendisini bir toplumun ve bir ülkenin sesi hâline getirmesindeki sırrı gün ışığına çıkarıyor."

Lila Ebu Lughod




 Yalan - Sanat Konuşmaları
Bağlam Yayınları: 0212 243 17 27

Ahmed Adnan Saygun’un pek bilinmeyen Yalan-Sanat Konuşmaları kitabı adlı 64 yıl sonra yeniden yayınlandı… 
Ahmed Adnan Saygun’un 1943 yılında Ulus Gazetesinde yazdığı yazılardan derleyerek ilk defa 1945 yılında yayınladığı ve çoksesli müzikte ulusalcılıkla ilgili söylemlerini “Ben temsillerle söz söyleyeceğim” diyerek betimlediği bu kitabı, Müzikolog Seyit Yöre tarafından yayına hazırlanarak Bağlam Yayınları Müzik Bilimleri Dizisi içinde yeniden yayınlandı. Yalan-Sanat Konuşmaları, Bağlam Yayınları’ndan daha önce yayınlanan Biyografya 5-Ahmed Adnan Saygun adlı çalışmadan sonra Ahmed Adnan Saygun’la ilgili ikinci kitaptır. Yalan-Sanat Konuşmaları, Saygun’un görüşlerinin yanı sıra Seyit Yöre’nin çeşitli açıklamalarıyla da desteklenmiştir. Yalan-Sanat Konuşmaları, sadece müzik alanını değil, Ahmed Adnan Saygun’un işlediği konular itibariyle, Edebiyat, Felsefe, Tarih, Sanat Tarihi ve Sosyoloji gibi birçok alana da fikir verebilecektir.














İstanbu l’da Plastik Sanatlar ve Müzik

Vural YILDIRIM
Bilgi Tel : 0505 778 47 44
Plastik sanatlarda, özellikle resim alanından dostlarımızla zaman zaman bir araya gelerek sanat üzerine konuşuyoruz. Başlangıçta ressam ve müzisyenler arasında nasıl bir diyalog olacağına kuşku ile bakılmıştı. Bunu ben de çok doğal karşılıyorum. Resim ve müzik; 18. yüzyıla kadar tamamen birbirlerinden bağımsız, aralarında herhangi bir ilişki olmayan iki sanat dalı. Oysa şimdi görüyoruz ki, özellikle son yüz yıldır, resim ve müzik arasında her şeyden önce “dil” bağı kurulmuş. Bu bağ iki alanı birbirine eklemleyerek neredeyse yeni bir sanat alanı üretecek. Ressam ve müzisyenin konuşmalarındaki terminolojinin benzeşikliği, kimin hangi alandan olduğunu ayırt etmemizin zorluğu ile daha kolay anlaşılmaktadır.

Resmin dili müziğin dili ile, müziğin dili resmin dili ile ifade edilebiliyor. Örneğin, “senfoni” kavramı resimde, “renk” kavramı müzikte çok rahat kullanılmakta.





Müzikli Yaşam Anılarım/Prof. Özer Sezgin
Haz: Vural Yıldırım-Mehmet Bilget
Pan Yayıncılık: 0212 261 80 72
0505 778 47 44
Bir müzik insanının çağ içindeki serüveni, edebiyat tadında bizlere aktarma çalışması.
           Çağın içinde yaşayarak ömrünü sürdüren bir müzik insanı, Özer Sezgin. “Çağın içinde yaşamak nedir?” diye soranlara verilecek en belirgin cevap, içinde bulunduğu zaman diliminde insanlığa, kültüre ve sanata katkı sağlamak üzere zamanını vakfetmek olmalıdır.
          Özer Sezgin yaşamının her anını müzik ile dolu dolu geçiren ve bu alanda kendini sürekli geliştiren bir insan. Kendisi ile yapmaya çalıştığımız söyleşi çalışması, kendi dönemine ışık tutmanın ötesinde, müzik yaşantısı içinde olan her bireyi yakından ilgilendiren bilgilerle doludur.
           Bu çalışma aslında bir müzik insanın bilgilerini ortaya koyarken, aynı zamanda günümüze değin devam eden ülkemiz müzik serüvenini de okura samimi, içten ve tüm yalınlığı ile sunuyor.

           Biz Özer Sezgin ile bu çalışmalar için bir araya geldiğimiz anlarda, disiplini, eğitimciliği, yöneticiliği vb. vasıfları tekrar tekrar sorgulayarak öğrendik. Teşekkürler Özer Sezgin hocam…












CİHAT AŞKIN NİSAN 2014 BÜLTENİ

Mart ayının sonunda Londra Leighton House'da Talent Unlimited Vakfı için piyanist Can Okan eşliğinde başarılı bir resital veren Cihat Aşkın, 2 - 9 Nisan tarihleri arasında Queenswood'da Masterclass verecek. New Virtuosi Akademisi’nin konuğu olarak Londra'da bulunacak olan Aşkın, aynı zamanda yirmi yıl önce mezun olduğu Royal College of Music'de düzenlenecek olan New Virtuosi’nin kuruluşunun 5. Yıldönümü törenine de katılacak. Ani Schnarch'ın başkanlığında yapılan organizasyona Aşkın 3. kez katılmaktadır.
* * *
Londra dönüşünde İstanbul'da Orçun Orçunsel yönetiminde Notre Dame de Sion orkestrası ile Mozart'ın 5 numaralı Türk konçertosunu çalacak olan Aşkın, 16 Nisan tarihinde Bursa'da Brahms projesine devam ederek korno sanatçısı Ertuğrul Köse ve piyanist Can Okan ile Brahms'ın Kornolu üçlüsünü ve Ozan Sari, Görkem Çalgan ve Rahşan Apay ile 1 numaralı yaylı dörtlüsünü seslendirecek.
* * *
Kuruculuğunu ve sanat yönetmenliğini yaptığı Afyon Kocatepe Oda Orkestrası ve Afyon Kocatepe Üniversitesi Müzik Aletleri Müzesi'nin 24 Nisan'daki açılış törenine katılacak olan sanatçı 26 Nisan'da ise Küçükçekmece Halkalı Kültür Merkezi'nde Hakan Dedeler ile birlikte keman ve tanbur konseri verecek.
* * *
Cihat Aşkın TRT Radyo 3’te her pazar sunduğu Minyatürler programına devam ediyor. Nisan ayında piyanist Şahan Arzruni, kemancı Selim Giray ve Deniz Şensoy, viyolonselci Dorukhan Doruk, piyanist Gülnare Şekinskaya ve Gülru Ensari programda yer alacaklar.




24 Şubat 2014 Pazartesi



DÜNYANIN KEMANLARI

CRR Konser salonu, 21 Şubat 2014 tarihinde önemli bir dizi etkinliğin muhteşem finaline ev sahipliği yaptı.

Cihat Aşkın koordinatörlüğünde gerçekleşen"dünyanın kemanları" projesi ile müziksever, yaylı çalgılar icracıları üç gün boyunca önemli etkinliklere katılarak, kendi alanlarındaki bilgilerini pekiştirdiler.

Finalde, Vivaldi'nin Dört Mevsim ve Cihat Aşkın'ın İstanbul'da Dört Mevsim adlı eserleri seslendirildi. Cihat Aşkın'ın eserinin ilk seslendirilişi olması ayrı bir güzellikti. Ayrıca gelecek vaat eden genç besteci Salih kartal'ın bir eserininde prömiyeri yapıldı.


Gecede birbirinden değerli sanatçılar sahnede bizlere müzik ziyafeti çekerken. Cihat Aşkın'ın olağanüstü performansı ve virtiözitesi müzikseverleri büyüledi. Cihat Aşkın'ın bestesinde varolan Anadolu, İstanbul motifleri, naif gibi görünen fakat sofistike yatay yazım tekniği ve yaylıların büyülü tınıları, geçmiş ile bu günün müzik anlayışının birlikteliğine güzel bir örnek. Belki de Türkiye müzik tarihinde önemli olaylardan biri olan bu etkinlikler zincirinin tüm müzikseverler ile buluşması için yetkilileri zorlamalıyız.


Aşağıda etkinliklere katılamayanlar için broşür yazısını ekledik.




"DÖRT MEVSİM

Cihat Aşkın bu projeyi şöyle anlatıyor:
"Müzikte 4 mevsim teması oldukça sık işlenmiş bir konudur. Vivaldi gibi büyük barok bestecilerden başlayarak, Haydn gibi klasik besteciler veya Glazunof, Tchaikovsky gibi romantik besteciler dahi bu temayı işleyerek müzikler yapmışlardır. 

Sadece müzikte değil edebiyatta da karşılığını bulan bu tema şairler ve romancılar tarafından oldukça etkili bir bicimde işlenmiştir. Ne de olsa tasvire dayalı olan bir konudur. 

Türk edebiyatının birçok şairi, İstanbul ve mevsimler konulu şiirler yazmışlardır. İstanbul özellikle şairler için eşsiz bir ilham kaynağıdır. Bundan yola çıkılarak oluşturduğum projede, bizim İstanbul'da dört mevsimi nasıl algıladığımızı düşündüm. Değişik İstanbul şairlerinin şiirlerini toplayarak en uygun olarak düşündüklerimi şarkı yaptım ve bunları da dünyanın en ünlü Mevsimler bestesi olan Vivaldi Mevsimler ile ozdeşleştirdim. Tabii ki Vivaldi barok anlayış ile kendine özgü bir tınısı olan bir besteci, ancak İstanbul'da dört mevsimi yazarken İstanbul tavrına özgü Türk çalgılarını da müziğimde kullandım.

Fotoğraf sanatçısı Mehmet Çağlarer ile yapılan şiirsel fotoğraf çalışması da bu projenin görsel malzemesini oluşturmaktadır. Çağlarer ile İstanbul'un değişik mekanlarında yaptığımız çalışmalar ve ortaya çıkan eser 4 mevsim kavramına bu topraklardan bir bakışı yansıtmaktadır."

Antonio Vivaldi 4 Mevsim
Cihat Aşkın İstanbul’da Dört Mevsim
Cihat Aşkın & Aşkın Ensemble, Hakan Şensoy (şef)
Solistler: Mehmet Emin Bitmez, Göksel Baktagir, Derya Turkan

İLKBAHAR
İstanbul’da sabah
balık pazarı,
Çiçeklerin valsi

YAZ
eski bir nisan şarkısı
Adalar’dan bir esinti
Salacak Şarkısı

SONBAHAR
Saz semaisi
İstanbul’da akşam

KIŞ
İstanbul’un gözyaşları
Gecelerin kraliçesi İstanbul

Yair Dalal Akko Malka
Yair Dalal & Erez Mounk

Salih Kartal 9/8

Kemani Kevser Hanım Nihavend Longa"

17 Şubat 2014 Pazartesi


Cihat Aşkın Projesi

Prof. Dr. Cihat Aşkın, müzik eğitimi ve müzisyenler için önemli bir proje ile sanatseverlerin karşısına çıkıyor. bu güne kadar yaptığı çalışmalarla müzik alanında kendine özgü yer edinen ve birikimlerini paylaşan Aşkın, CRR'de gerçekleştirdiği "Dünyanın Kemanları" projesi ile yine gündemde.

Etkinlik bülteni:

"Dünyanın Kemanları Festivali Cihat Aşkın’ın koordinatörlüğünde 19 – 21 Şubat tarihleri arasında İBB Cemal Reşit Rey Konser salonunda gerçekleştirilecek.

19 Şubat Çarşamba saat 17:00’de Cihat Aşkın’ın vereceği mini konserle açılacak olan festivalde önemli keman restoratörü, yapımcısı ve koleksiyonerlerinden İsrailli Amnon Weinstein'a ait 400 yıllık kemanlar sergilenecek.

Ünlü kemancıların genç sanatçılara ders vereceği, kemanın tüm dünyada neden bu kadar çok sevildiğinin ustalar tarafından tartışılacağı festivalde ayrıca CAKA Yıldızları’nın Gala Konseri ve Maestro Rodney Friend’in Masterclass’ı yer alacak.

Festival Irak doğumlu Arap asıllı sanatçı Yair Dalal, Danai Loukidi, Erez Mounk, Turay Dinleyen, Mehmet Emin Bitmez, Göksel Baktagir ve CAKA Küçükçekmece ile Beşiktaş Şubeleri’nin eşlik edeceği, Cihat Aşkın ve Aşkın Esemble’ın vereceği “İstanbul Dört Mevsim ve Dünyanın Kemanları” konseri ile son bulacak. 21 Şubat Cuma saat 20.00'deki kapanış konserinde Aşkın, Vivaldi'nin Dört Mevsimi'nin yanı sıra İstanbul'dan Dört Mevsim adını verdiği yeni bestesini ilk kez yorumlayacak. "




13 Şubat 2014 Perşembe



               

Brahms Günleri

Cihat Aşkın yönetiminde Bursa Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuarı bünyesinde Haziran ayına kadar sürecek olan Brahms etkinlikleri başladı.
Bu kapsamda birincisi geçtiğimiz ay olan etkinliklerin ikincisi 12 Şubat’ta yapıldı. Etkinlik öncesi katılımcılar ile Brahms müziği ve çalınacak parçalar hakkında yapılan söyleşiye, Vural Yıldırım, Prof. Dr. Cihat Aşkın, can Okan katıldı.
12   Şubat günü yapılan etkinlikte:
             
               Piano Quartet No.  G minor, Op. 25

              Piano Quartet No.  A major, Op. 26
eserler seslendirildi.
Bu etkinlikte görev alan herkesi kutluyoruz. Etkinlik için Cihat beyin basın duyurusu:


“Cihat Aşkın, 2001 yılından bu yana Bursa Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuarı'na büyük destek veriyor. 2014 yılının dev bir oda müziği projesi olan Bursa - Brahms projesi, konservatuar öğretim üyelerinden Görkem Çalgan ile işbirliği yapılarak hazırlandı. 14 - 15 Ocak tarihlerinden başlayarak 2014 yılının Aralık ayına kadar her ay Brahms'ın opus sırasına göre oda müziği eserlerinin yorumlanacağı projede tam 46 eser seslendirilecek. Tüm yıla yayılacak etkinlikler kapsamında ikinci konser 12 Şubat’ta konservatuar konser salonunda yapılacak ve Brahms op.25 ve 26 Piyanolu Dörtlüler, Cihat Aşkın, Özgür Ünaldı, Can Okan, Görkem Çalgan, Elena Ünaldı ve Rahşan Apay tarafından seslendirilecek" 




                    Sessiz Bir Çığlıktır Hakan Ali Toker Ritüellerin gündelik yaşamdan koparak, kamusal alan dışına çıkmasıyla birlikte müzi...