MÜZİKTEN SÖZE-MELİHA DOĞUDUYAL Sanatçının seçme yazılarından oluşan bu kitap, sizleri, bir yandan müzik dünyasında renkli ve 'çok sesli' bir yolculuğa çıkartırken, bir yandan da yaşamı müzikle anlamlandırmak için yollara düşen bestecilerin yoran, yıkan, 'öldürmüyorsa güçlü kılan' tüm sınavlardan geçtiği yaratma serüvenlerine tanıklık ettiriyor. Müzikten Söze, müziğe sözün, düşüncelere müziğin karıştığı temaların örgüsü içinde hayal gücümüzü genişletmek, müziği daha iyi anlamak ve onunla hayatımızı zenginleştirmek için bir davet; sesle düşünmeye davet. Müzikten Söze yalnızca müzikle uğraşanların değil, entelektüel olarak meraklı, yeniliklere açık, estetiğe duyarlı ve farklı müzik türlerindeki yaratılarla tanışmak ve yaratıcılarının gizli dünyasını keşfetmek isteyen herkesin ilgisini çekecek bir kitap. DİZİ EDİTÖRÜ: Vural YILDIRIM Yayınevi: Bağlam Yayıncılık
Kayıtlar
2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
24 Aralık 2016 Piyano Resitali Eren Aydoğan – Piyano Resitali Program : Frederic Chopin- Impromptu no.2 op.36 Cesar Franck – Prelude, Choral et Fugue Ara Robert Schumann- Carnaval op.9 Yer : Aynalı Geçit – Meşrutiyet caddesi , avrupa pasajı K:2 Beyoğlu Tarih : 24 Aralık 2016 – cumartesi 16:00 Detaylı bilgi ve rezervasyon : 444 54 18 Programda ayrıca değerli müzik yazarı Aydın Büke’nin bir söyleşisi olacaktır.
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Müziğin Öncüleri Müzik tarihi dediğimizde aklımıza, yayınlardan edindiğimiz bilgilerin çerçevesindeki olaylar gelir. Tarih, yazılanların bize sunduğu, “taraflı” belgelerin derlendiği derin ve geniş alanın sadece bir boyutudur. Müzik tarihinde yazılanların yanında, seslendirilenler de olduğu için bazen yorum kısmını bizler yapma şansına sahibiz. Tıpkı Şeref Bigalı’nın resimleri hakkında konuşma, yorum yapma özgürlüğümüzün olması gibi. Nasıl bir yorum yaparsak yapalım, bazı eserler, besteciler, olaylar tüm çıplaklığı ile karşımızda durur. Bunlardan biri şüphesiz Dimitri Şostakoviç’tir. Kendisi ile ilgili müzikoloji ve siyasi alanda çeşitli yorumlar yapılmış ve tarih sahnesinde kendine özgü bir gizem yaratmıştır. 20. yüzyılın önemli bestecisi Şostakoviç (1906-1975) ölümünden sonra değeri anlaşılan, eserleri seslendirilen, müzikoloji alanında araştırmalara konu olan Rus bestecileri içinde en çok tartışılan isimdir. Bunca tartışma konusu nasıl yaratılıyor? Nasıl oluyor da hala gize
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
MÜZİKOLOJİ HAKKINDA Sanat alanlarında çalışma yapanların en önemli sıkıntısı, kendilerini konumlandıracakları yerlerle ilgilidir. Bu aynı zamanda sanatçıların entelektüel düzeylerini de belirleyici bir rol oynar. Her sanatçı aslında alanının merkezinde olmayı ve olmaya çalışmayı kendine şiar edinmiştir. Müzik alanını, ünlü filozof Schopenhauer, sanatların en üstünde olarak tanımlar ve bunun gerekçelerini kendine göre belirtir. Ressamlar ise müziğin minör düzeyde sesler ve renkler ilişkisi olduğunu savunurlar. Edebiyatçılar, ses, tını ve tonlamanın iki sanat alanında paralel olduğunun belirtir. Hatta Yahya Kemal Beyatlı daha ileri giderek müzik ve şiiri aynı kategoride tanımlamıştır. Yazdığı Hayâl Beste, Kar Mûsikîleri, Mohaç Türküsü vb. eserleri müziğe göndermeler olarak da kabul edilebilir. Müziğin bu kadar ilgi çekmesinin altında yatan gerçekliği aslında tam olarak açıklamak mümkün değildir. Sanırım bu kadar kolay tüketilen ve bir o kadar da sevilen, sanat olarak ta
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
KENTE DAİR "Sanayi Devrimi ve kapitalizmin gelişimi kentlerin üretim ve bölüşüm ilişkilerine göre şekillenmesine neden olmuştur. Ancak bu şekillenme kapitalist sistemin ihtiyaçlarına göre değişkenlik göstermektedir. Zira kapitalist sistemin yaşadığı krizler, kapitalizmin kente ilişkin tek bir algısı olmadığını göstermektedir. 1929’da yaşanan krizde Keynesyen politikalarla devlet destekli yapılanışa giden kapi talizm, emeğin yeniden üretimi, kitlesel üretim ve tüketim odaklı mekânsal örgütlenmelere giderek, kapitalizm sürdürülebilirliğini sağlamışken, 1970’lerde yaşanan krizden sonra ise neo-liberal politikalarla sermaye odaklı olarak kentsel mekânda yapılanışa giderek krizden çıkmayı amaçlamıştır. Bu bağlamda, günümüz dünyasındaki mekânsal örgütlenmeleri kapitalist sistemin etkileri üzerinden yorumlamak gerekmektedir. Buna göre mevcut üretim tekniği olan postfordist üretim tekniğinin etkisi ile postmodernist yapılanmalar, kapitalizmin mekânsal örgütlenmelerini belirlemektedir. K
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
SELANİK YAHUDİLERİ "1856 - 1919 yılları arasında Selanik tarihinin en fırtınalı dönemi yaşanmıştır. Önemli ama gelişmemiş bir Osmanlı kenti olan Selanik, bu dönemin ilk otuz yılında, son derece önemli ekonomik, demografik, kültürel ve toplumsal gelişmelerin eşiğine girmiştir. Şehir ikinci otuz yılda ise Makedonya’daki halkların ulusal bağımsızlık savaşımları sırasında siyasal ve askerî çatışmaların odağı olmuştur. Bu çerçevede bölgede oluşan yeni devletlere nüfûzlarını kabul ettirmeye çalışan Büyük Devletler arasındaki rekabet, Selanik’in Yunan egemenliğine geçmesine dek, bir dünya kenti haline gelmesi sonucunu doğurmuştur. Aynı dönem süresinde, sözü edilen sürece Yahudilerin katılımı özgün bir toplumun varlığını kanıtlar; bu ise Selanik’in tarihsel gelişiminden soyutlanamaz." RENA MOLHO
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ΑŞΚ ΗİΚΑYΕLΕRİ JULIA KRISTEVA "Psikanalist olmak bütün hikayelerin aşktan söz etmek anlamına geldiğini bilmektir. Bana sırlarını dile dökerek emanet edenlerin bütün dertleri; geçmiş ya da şimdiki, gerçek ya da imgesel aşk yoksunluklarıdır. Ben bu durumu ancak kendimi bir sınırsızlık, acı ya da hayranlık noktasına yerleştirirsem anlayabilirim. Öteki, macerasını ancak benim zaafımla anlamlandırabili r. Felsefe, din, şiir, roman? Aşk hikayeleri. Platon’dan Aziz Tommaso’ya, Romeo ve Juliette’ten Don Juan’a, saz şairlerinden Stendhal’e, Meryem’den Baudelaire ya da Bataille’a kadar. Büyük simgesel irdelemeler her gün karanlıkta dinlenen şeylerin dışında bir şey söylemiyorlar. Ruhsal olarak hayatta olmak aşık olmak demektir; analizde ya da edebiyata maruz kalarak. Tüm insanlık tarihi muazzam ve sürekli bir aktarım sanki."
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
MISIR UYGARLIĞI VE SANAT Tarih bizlerin dışında geçmişin hikayelendirilmesinden başka bir şey değildir. Tarih anlamını nereden başladığı ile değil, kimler tarafından yazıldığı ile sürdürür. İktidar ilişkileri, nesnel olmayan görüşler, etnosantrizmi tarihin yazımını etkileyen önemli öğelerdir. Felsefe, sanat ve bilim dediğimizde aklımıza Grek uygarlığı gelir. Bu uygarlığa yapılan göndermeler zaten Mısır ve Mezopotamya’da binlerce yıldır varolan öğelerdir. Nasıl olup Grek uygarlığı bu ikisinin önüne geçebilmiştir anlaşılır bir şey değil! İlk yazıyı Mısır’lıların bulması ve bu yazının daha çok resimsel tarzda oluşu belki de Mısır’lılara ilk ressamlar dememizi gerektirir. Özellikle ölümle ilgilenmeleri ve felsefelerini bu boyutta düşünmeleri, kültürlerinin ve sanatlarının şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. Despot Mısır krallarının gücü, devasa mezarları (piramit) ile simgeleşmiştir. Bu mezarların günümüzde de çektiği ilgi yalnızca bir mezar olar
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
MÜZİKOLOJİ HAKKINDA Sanat alanlarında çalışma yapanların en önemli sıkıntısı, kendilerini konumlandıracakları yerlerle ilgilidir. Bu aynı zamanda sanatçıların entelektüel düzeylerini de belirleyici bir rol oynar. Her sanatçı aslında alanının merkezinde olmayı ve olmaya çalışmayı kendine şiar edinmiştir. Müzik alanını, ünlü filozof Schopenhauer, sanatların en üstünde olarak tanımlar ve bunun gerekçelerini kendine göre belirtir. Ressamlar ise müziğin minör düzeyde sesler ve renkler ilişkisi olduğunu savunurlar. Edebiyatçılar, ses, tını ve tonlamanın iki sanat alanında paralel olduğunun belirtir. Hatta Yahya Kemal Beyatlı daha ileri giderek müzik ve şiiri aynı kategoride tanımlamıştır. Yazdığı Hayâl Beste, Kar Mûsikîleri, Mohaç Türküsü vb. eserleri müziğe göndermeler olarak da kabul edilebilir. Müziğin bu kadar ilgi çekmesinin altında yatan gerçekliği aslında tam olarak açıklamak mümkün değildir. Sanırım bu kadar kolay tüketilen ve bir o kadar da sevilen, sanat olarak ta
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
İstanbul’da Plastik Sanatlar ve Müzik Bir yandan popüler kültürün kuşatmasına maruz kaldığımız şu günlerde, diğer yandan bu kadar önemli gelişmelerin olması sevindiricidir. Yalnız müzikte değil sanatın tüm dallarında yaşanan bu negatif durum, toplumumuzun kültürel yapısın da önemli ölçüde etkilemektedir. Sanatçı sanatı sorgularken, aydınlarımızın postmodernist kurama yeşil ışık yakmaları, sanat tartışmalarına yeni bir boyut kazandırmıştır. Tıpkı Antik Yunan’da, Orta Çağ’da olduğu gibi, hatta modernitenin doğum sancılarının yaşandığı dönemlerdeki gibi, sanat ve sanatçı yeniden sorgulamalarını, düşünsel savaşlarını yapmaktadır. Bir yanda çokuluslu şirketlerin sanata bakışları, diğer yandan ulusal bilinç ile sanatı ele alanlar… Tüm bu tartışmalardan kazanacak olan yine sanatın kendisi olacaktır. Çünkü toplumsal dinamizm, sanatın tüm hücrelerine nüfus eder. Ressamlarımızın yeni arayışları, müzisyenlerimizin deneysel çalışmaları, sinemada kısa film furyası, bu diyalektik s
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
NEDEN SANAT Sanat insanları sıkıntılarından uzaklaştıran onları hedeflediği gizemli bir dünyaya götüren diğer yandan kişilik oluşumunda kişinin gelişiminde rol oynayan toplumun sosyal yaşamında yapıcı görevler üslenen bir disiplindir. Sanatta biçim yaratma vardır ve kendini biçimle ifade eder. Belirli bir konu içerik ve estetik değerlerle oluşturulan eserlerin bir dili vardır. ‘’Sanat, tabiatta ve toplumda insanın anlatımıdır’’ der Joseph Bıllıet. İnsanın ruhunda estetik hazlar uyandırır. Temel nokta bireyin kendisini ifade etmesidir. Bunun içinde her sanatçı farklı malzemeler ve teknikler kullanır. Seçtiği yöntemle düşüncelerine biçim verir. Bu yöntemlerden biride resimdir. Hangi çağda, veya hangi akımda olursa olsun Resim, bir yüzey üzerinde çizgi ve renk yoluyla ifade biçimidir. Kişileri birbirine yakınlaştırır. Ortak zevk noktalarının oluşmasına katkı yapar. Ulusal değerlerin oluşumuna hizmet eder. Evrensel olguların yaygınlaşmasını sağlar. Sanat insanın kendi insanl
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
YÜCEL KALE “ÖZGÖRÜ” HEYKEL SERGİSİ G-ART GALERİ’DE Bağımsız, arınmış düşüncelerinin, fikre ve oradan heykele dönüşmesi ve bu sürecin var olmanın farkındalığıyla beslenmesi, Yücel Kale’nin ÖZGÖRÜ sergisinin ana fikrini oluşturuyor. Ahşap malzeme üzerinden sanatsal üslubunu oluşturan Yücel Kale’nin bu sergide cam, bakır gibi farklı malzemeleri ustalıkla kullanışı, denemeye ve yeniliğe açık, keşifçi yönünü gösteriyor. Sergide görme eylemini, kendine has şiirsel üslubu ile fantastik öğeler ve masallar üzerinden anlatım yolunu seçmesi, bakmak ve görmek arasındaki büyük farka dikkat çekiyor. Ürettiklerinin yalnızca heykel değil aynı zamanda resimsel öğeler taşıması da oldukça dikkat çekici bir unsur. Sergide karşımıza çıkan formlar bizi çocukluğumuza götüren harikalar diyarının anahtarı gibi. Burada dikkat çeken bir diğer nokta ise portrenin önemi. Kullandığı her malzemede karşımıza çıkan kuvvetli portrelerde her türlü mimik ve ifade, eserin can alıcı noktası h
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Müzisyen Portreleri-Filiz Ali Uzun yıllar Türkiye’nin önemli gazetelerinde ve kültür sanat dergilerinde müzik eleştirileri yazan değerli müzikolog Filiz Ali’nin kaleminden bir çağa tanıklık edebilecek portreler... Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli müzisyenler İdil Biret, Suna Kan, Ayla Erduran; dünyaca ünlü orkestra şefleri Herbert von Karajan, Antal Doráti, genç yetenekler Efe Baltacıgil, Zeynep Gedizlioğlu kitabın farklı bölümlerinde karşımızı çıkıyor. Filiz Ali, “Müzisyen Portreleri”nde yaptığı çalışmalar ve organizasyonlar vesilesiyle pek çoğunu yakından tanıdığı dünyaca ünlü müzisyenlerin hayatlarını anlatıyor. Müzisyen dostlarını, izlediği konserleri ve pırıltısını yakaladığı gençleri anlatırken, müzik tarihinde önemli bir yer tutan öncü müzisyenleri de unutmuyor. Filiz Ali’nin yazılarının gözden geçirilmesiyle oluşturulan “Müzisyen Portreleri”, “Portreler”, “Gençler” ve “Ölümlerinin Ardından” başlığını taşıyan üç bölümden oluşuyor
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
POPÜLER MÜZİK VE MÜZİKAL KİMLİK Vural Yıldırım GİRİŞ Popüler müzik üzerine çalışmak, sözlerin anlamını ve müziğin ne olduğunu betimlemek değil, popüler olan türlerin nasıl yapısal ilişkiler bütününden geçerek sunulup “kabullenildiğini” ortaya çıkarmak amacı ile irdelendiğinde anlam kazanır. Çünkü “Müziği yerine oturtmak konusundaki sürekli çabalar, pop kültünün de herşey gibi çelişkilerle dolu olduğu gerçeğini gizlemektedir.” (Frith, 2000:13), Popüler müzik, popüler kültürün en önemli alanlarından biridir. Bu alanı bilimsel bakış açısıyla incelemeyi düşündüğümüzde, yapılacak çalışmalar için toplum bilimlerin yöntem ve tekniklerini kullanmamız gerekir. Müzik, sos